Ne kadar Anneyiz?.. / Cuma Yazıları

Cumayı cuma bilen herkesin bu güzel günü mübarek olsun.
Hiç düşündünüz mü, ne kadar anneyiz? Bir çoğumuzun sandığı gibi annelik, çocuk sahibi olup onu elimizden gelenin en iyisiyle yedirip giydirmek, yaşaması için rahat bir ortam sunmak mı?
Yoksa annelikten kasıt, a dan z ye bembeyaz bir örtüye tek tek ilmek atarak işlenen bir nakış mı? Çocuğumuza karşı olan sorumluluğumuz nerede başlar?
Bu zorlu ve çetin, aynı zamanda iki dünya için en tatlı meyvelere vesile olacak yol, henüz anna baba olmayı ilk düşündüğümüz dönemlerde başlar. Elbette ki daha önceside vardır, ama sadece çocuk için bir başlangıç sayacak olursak, o tarihi kararı vermemizle başlar. Yapıyı oluşturacak ilk tuğlanın, ilk harcın konmasından önce, o binanı temeli kazılır ve binaya zarar verecek şartlar etkisiz hale getirilir. Anne ve baba olma sorumluluğunu yüklenmeden önce, beslenme alışkanlıklarındaki helal ve haramlardan başlamak üzere zararlı alışkanlıklara dur demek gerekir. Mesela, sigara gibi bir zehiri kullanan anne veya baba, kendi bedenlerine verdikleri zararın ve tüm mahlukatın vebalinin yanı sıra, kendi canlarından olan evlatlarınında yaşam hakkını gasp etmiş olur ve ötelerde hesabın çetin bir şekilde verebilir. Daha sonrasında atılacak hassa ve gerekli adımlardan sonra uygun şartlar oluşturulur.

Hamilesiniz, en değerli yükünüzü taşıyorsunuz, ama nasıl olmalı bu süreç? Elbetteki fıtrati olmalı. Yani yaradılış gayenizin dışına çıkmadan. Temiz yaratılan insana yaraşır bir şekilde. Yediğiniz, söylediğiniz, duyduğunuz, kokladığınız, hissettiğiniz yani size bağlantılı olan herşeyden bebeğinizin etkilendiği gerçeğini aklınızdan çıkarmayın. Haramla beslemeyin, haram duyurmayın, haram duygu ve düşüncelerinizle o cevheri lekelemeyin! O, sizin elinizde bir mücevhere dönüşecek veya hayvandan daha aşağı seviyelere inecek. O halde elinizde çok büyük bir güç, bir sermaye ve bir fırsat var. Peki bu fırsatın farkındamısınız? Yoksa, evlenilir, çocuk sahibi olunur ve büyütülür tekerlemesini mi ezberliyorsunuz? Evliliğin çok büyük gayeleri olduğu gibi, bu birleşimin getirisi olan çocuğun ne büyük gayeler için yaradıldığını biliyormusunuz?

Bir insan yetiştirmek. İçinde o kadar çok anlamı, gayreti, cefayı ve emeği barındırır ki, cilt cilt kitaplar yazılsa bitmez. Doğan bebek, önce anneye sonra çevresindekilere bakarak, onları özümseyip taklit ederek büyür. Çocuk ailenin, özellikle annenin aynasıdır gerçeğini hep görmezden geliriz. Oysa ki, çocuk sosyalleşene kadar neye nasıl tepki vereceğini, nelerden korkacağını, nelerin normal ve anormal olduğunu, iyilik-kötülük yargılarını, inanç veya inançsızlığını, sevme, konuşma gibi genel davranış kalıplarını, anneden dolayısıyla aileden alır. Düşünen annenin çocuğu düşünmenin, konuşan annenin çocuğu konuşmanın daha önemli olduğu zannıyla büyür. Bütün bunlar gibi birçok şey, okul öncesi deyip hiç bir geçerli eğitim vermeğe lüzüm görmediğimiz, o, hayatın en gözardı edilen ama en önemli döneminde gerçekleşir.

Bu hafta cuma yazısı ben den olsun istedim. Çocuğunun ağzına yakşmayacak çirkin sözlerine gülümseyerek bakan, Yaptığı yakışıksız hareketlerine bile lüzümsuz bir müsemaha gösteren ve çocuğunun bedensel açlığına oldukça hassas davranıpta, ruhi açlığına kulak tıkayan anneleri gördükce içim sızlıyor. Gelecek cuma yazının 2. bölümüyle yine burada olacağım Allah’ın izniyle.

En Tatlı Hediyeler Etkinliği / Çikolatalı Çörek

En tatlı hediyeler etkinliğinin son günleri olduğunu fark edince hemen elimin altındaki bir tarifle katılmak istedim. Bu güzel konu için sevgili Burçin‘e teşekkür ediyor ve başarılar diliyorum.

Hamura ne kadar yağ koyarsan o kadar lezzetli oluduğu gerçeğini iyice kavramış durumdayım. Şimdi daha iyi anlıyorum dışarıda satılan hamur işlerinin lezzetini. Adamlar bizim sağlığımızı düşünecek değil ya, tabi ki lezzetli olsun diyecek. Ve bol yağlı, yumuşacık, lezzetli hamur ileşleri koyacaklar vitrinlerine. Aslın da kolesterol meslesini yağ da çözdük ama bir de kalorisiz yağ üretseler işte o zaman devrim olacak ya, neyse. Bilimin de bir sınırı var çok da zorlamayalım.:)

Niye lafı bu kadar uzattığımı merak eden varsa söyleyeyim: Aşağıdaki çöreğe biraz fazla tereyağ koydum ve içine bir de sürme çikolata sürdüm, işte onun vizdan azabını çekmekteyim.:))) Çünkü çook lezzetliydi, çünkü korkarak yedim ve yine yapmak istiyorum.:))))

Tarifi uydurmadır ama tadı gerçek.

931

MALZEMELER:

  1. 1 yumurta
  2. 3-4 kaşık tereyağı
  3. 125 gr. şeker
  4. 1 paket toz maya (RUF markasını kullanıyorum)
  5. 200 gr. süt
  6. Aldığı kadar un
  7. İçine sürmek için tereyağ ve sürme çikolata

YAPILIŞI:

  1. Hamuru hazırlayıp mayaladım.
  2. Mayalanan hamurdan yumurta büyüklüğünde bezeler alıp tabak büyüklüğünde açtım.
  3. Üzerine yumuşamış tereyağ sürdüm ve hamuru rulo gibi sardım.
  4. Ruloyu üçe katlayıp şekli bozuk bir dikdörtgen elde ettim.
  5. Hamurun hepsini bu şekilde hazırladım.
  6. Tekrar kahve tavağı büyüklüğünde açıp üzerine çikolata sürdüm.
  7. Poğaça gibi kapattıp ek yerini altına getirip tepsiye dizidim ve üzerini bıçakla çizikler attım.
  8. 20 dak daha bekletip 200° de fırınladım.

Et Sarması ve Yağsız Pilav

Mübarek kurban bayramını geride bıraktık. İnşallah bir dahaki bayrama hayırla kavuşmayı nasip eder rabbim. Ben de gündemle alakalı olarak bir et yemeği koymak istedim. Yemeğim taze değil ama denemek isteyenlere tavsiye edeceğim lezzetli bir yemek. Her ne kadar et yemeklerinde acemi olsam da bazan tutturuyorum böyle.:))

94 

MALZEMELER:

  1. 400 gr. bifteklik et
  2. 2 diş sarımsak
  3. 1 tane kırmızı biber
  4. 1 tatlı kaşığı salça
  5. Maydanoz
  6. Tuz, karabiber

PİLAV İÇİN:

  1. 1 bardak basmati pirinç
  2. 1 adete sığır bulyon veya tuzot
  3. 1 tatlı kaşığı salça

YAPLIŞI:

  1. Etler muştu yardımı ile inceltilir ve baharatlandırılır.
  2. Biberler ve sarımsaklar ince kıyılır baharatlar , maydanoz ve salçayla karıştırılır.
  3. Harç etlerin bir kenarına uzunca konup sarma gibi sarılır, iple sıkıca bağlanır.
  4. Aynı şeklide hazırlanan diğer rulolar da kızgın tavada biraz sıvıyağla çevrilir.
  5. Kızaran et ruloları yağlanmış tepsiye dizilir
  6. Salçalı ve yağlı su gezdirilerek fırınlanır.

Pilav için önce pirinç yıkanıp haşlanır. Suyu süzülüp et bulyon ve salçayla karıştırılır. İkinci bir seçenekse salçanın bir miktar yağda kavrularak haşlanan pirinç ve et bulyonla karıştırılması. Önemli olan pirincin sıcak olması ve malzemeler karıştırıldıktan sonra biraz bekletilmesi.

Cuma Yazıları – İhtiyar Olmuş Olsaydı

Osmanlı Padişahlarından I. Murad, Birleşik Avrupa Ordusunu I. Kosova Savaşı’nda yendikten sonra savaş meydanını gezmiş ve yaralılar arasında yaşlı olan kişileri göremeyince hayrete düşmüştü. Padişahın şaşkınlığı yanında bulunan komutanlarından biri şöyle gidermişti:
“Padişahım, bunların yanında akıllı ve uslu bir ihtiyar olmuş olsaydı hiç böylesine bir harekete girişirler miydi?”

Gurbette olan hekes bilir ki, burada bayramlarda, sevinçlerde buruktur. Hatta geçen bayram Kon.tv deki ”Avrupa’da Ramazan” programında – buradan onlarında bayramını kutluyorum – mikrofon tutulan insanların hemen hemen hepsinin aynı kelimeyi kullanmaları dikkatimi çekmişti. Herkes ”Buruk” diyordu gurbet bayramları için. Gerçekten de bunca insan aynı kelimeyi gelişi güzel söylemiyordu. Ama son bir yıldır gurbette bayramlar daha bir farklı geçiyor. Blog arkadaşlarım ve sanal dünyadan tanıdığım dostlar biz gurbetçilerin bayramlarını güzelleştiriyor. Aldığım her bayram kutlaması beni çok mutlu etti. Tüm sevenlere teşekkür ediyorum.

Porselen Demlik Çay Saatleri Etkinliği – Susamlı Ramazan Pidesi

Nedense kendime ait bir bilgisayarım olunca daha az blog gezer oldum.:( Etkinlikleri bile kaçırıyorum. Yaz olsa rehavet diyeceğim ama soğuktan titrerken bu nasıl bir rehavetse bilemedi. Aslında gündüz değil de gece girmeye karar verdim, çocukları ihmal etmemek için. Ama hala düzenimi oturtamadım ve Vistayı çözme çalışmaları biraz engelleyici oldu. Bir de eşimin bigisayarı temizleme hastalığı vardır- daha önce bahsetmişimdir, bilgisayarın bağışıklık sistemi çökecek aşırı temizlikten – benimkine de el attı sağolsun. Sık sık favoririler listemi dosyaların içinden çıkarıp yerine yerleştirmekten gına geldi. Ve böylece takip ettiğim bloglara ulaşımım kesintiye uğruyor. Bu gün bir fırsat internete girmişken Porselen demlik etkinliğini –keskinlininmutfagi – gördüm ve hemen atladım üstüne tabiri caizsse.

Harika bir tarifle katılıyorum. Gerçekten abartmıyorum evdekiler simit diye yediler. Yapımı çook kolay ama lezzeti muhteşem. Sevgili Ümran‘dan esinlenerek yaptım.

96

MALZEMELER:

  1. 500 gr. un
  2. 3 kaşık sıvıyağ
  3. Biraz süt
  4. Tuz
  5. 1 paket toz maya

Üzerine: Susam, pekmezli su ayrıca biraz tereyağ

YAPILIŞI:

  1. Yapılan hamur mayalandırılır ve 3 parçaya ayrılır.
  2. Her parça el kalınlığında açılır, üzerine pekmezli su sürülür.
  3. Susam her yerini kaplayacak şekilde serpilip, elle bastırılarak susamların yapışması sağlanır.
  4. Parmak uçları düzenli bir şekilde bastırılarak şekil verilir.
  5. Bir süre tepside kabarması beklenir.
  6. 200° de fırınlanır.
  7. Ekmek tam kızarmadan fırının kapağı açılıp üzerne bir çatala takılan küçük bir parça tereyağı sürülür ve tekrar kızarana kadar pişirilir.

Sebzeli Yahni

Yeni beslenme alışkanlığım, bana ön yargıyla yaklaştığım yemekleride denetir oldu. Bunlardan biri de bu tür haşlama et yemekleri. Tadına bakınca gayet güzel buldum, ama düşünüyorum, zaman içinde yaşın ilerlemesiyle yemek zevki de değişiyor olabilir mi? diye. Ya da, eti yemek haricinde sadece kebap olarak kabul ettigim icin, artik haslama et yemegi istiyor olmam, tamamen evdeki ve eldeki imkanlarin yetersizligindendir. 😦 Bazan aklimdan balkona mangal koymak geliyor. Ama etrafimdaki insanlar yangin mi cikti diye bakarken, kebap yedigimi hayal edip vazgeciyorum.:)) E simdi ne alaka bu yemekle kebap? Keskin alaka, cünkü kebabin giremedigi eve giren durum kurtarma yemegi. Yani yemegiydi cünkü yazin yapmistim.

 

bild_094

MALZEMELER:

  1. 300 gr. kuşbaşı et
  2. 1 soğan
  3. 1/2 sarı biber(Kalin olanlardan.)
  4. 1/kırmızı biber
  5. Tuz, karabiber

YAPILIŞI:

  1. Etler yumuşayana kadar pişirilir.
  2. Daha sonra doğranmış diğer sebzeler katılıp, onlarda yumuşayana kadar pişirilir.
  3. Baharatlandırılıp servis yapılır.

Blogum Bir Yasinda – Lavantin'in Kurabiyesi

Bu gün benim blogumun 1. yildönümü. Sagolsun sevgili Nazife’nin yorumuyla fark ettim. Nazife’cigim dikkatin ve ince yorumun icin tesekkür ediyorum canim.
Bir yil önce bu gün, su anda oldugum yerde olacagimi hayal bile edemezdim. Bu bir yil icinde, cok düzel dostlarim ve arkadaslarim oldu. Adeta bir aile gibi sikintilarimi ve sevinclerimi paylastigim tüm arkadaslarima ve ziyaret eden herkese cok tesekkür ediyorum.

Bu nefis kurabiyeleri oğlumun okulunda yapılan satış için hazırlamıştım. Un kurabiyesinin bir gelişmiş modeli. :)) Hiç kurabiye sevmeyenlerin bile gönlünü fethedecek bir tarif. Muhakkak deneyin derim.
Hatta evdekilere kalan birkaç taneyi ikram ettiğim de, kurabiye kutusunu açmayanlar kutunun başından ayrılmaz oldu.:)

98 

MALZEMELERİ:

  1. 100 gr. rendelenmiş badem (file badem)
  2. 1/2 paket kabartma tozu
  3. 2-3 kaşık krema
  4. Tereyağı (ölçüsünü un miktarına göre ayarlayın, ben ölçülü yapmıyorum.)
  5. 1 kaşık acı kako
  6. 1/5 bardak pudra şekeri
  7. Un

YAPILIŞI:

  1. Badem hariç diğer malzemeler karıştırılıp biraz yoğurulur ve bademler eklenir.
  2. Kıvamı normal un kurabiyesi gibi olmalı.
  3. Daha sonra fırın ısısı 180° ye getirilir.
  4. Kurabiyelere şekil verilip fırınlanır.
  5. İsteğe göre kako kullanmadan da yapabilirsiniz.
  6. Özelliği, fırın ısısını biraz düşürüp fırında bekletilerek iyice pişirilmesi. Kakosuz olanları hafif renk alana kadar pişirilir, kakolu olanları tecrübenize bağlı olarak yakmadan iyice pişirin.

Sütlü Sebze Çorbası

Hazırladığım yemeklerin resmini çekip taslak olarak kaydediyorum ve tarifini eklemem her zaman hemen mümkün olmuyor. Aradan zaman geçince zaten kafadan yaptığım yemeğin tarifinide unutuyorum. 🙂 Başlıyorum arkadaşlarıma tarifi onlara anlatıp anlatmadığımı sormaya.:)) İşte böyle bir garip hal. Bu çorbayı da açtım, resmini uzun bir zaman düşündüm “Nasıl yapmıştım” diye. :))

100

MALZEMELER:

  1. Bir parça karnabahar
  2. 1 tane pırasa
  3. 1 tane soğan
  4. 1 tane kırmızı biber
  5. 1 tane patates
  6. 1 bardak süt
  7. Maydanoz
  8. Karabiber, tuzot

YAPILIŞI:

  1. Bütün sebzeleri doğrayıp iyice yumuşayana kadar haşladım.
  2. Pişen sebzelerin suyunu süzüp robottan geçirdim.
  3. Sebze püresini tekrar haşlama suyuna karıştırdım.
  4. Sütün içine bir kaşık un koyarak çırpıp tencereye ilave ettim.
  5. Bir kaç taşım daha kaynatıp baharatlarını ekledim ve limonla sıcak servis yaptım.

Saltanat – Cuma yazilari

Cumanin bereketine inanan herkesin cumasi mübarek olsun.

Selçuklu Sultanlarından biri Mevlânâ’yı ziyaret etmek istemiş. Bu ziyaretini gerçekleştirdiğin de ona, saltanatları arasında ne gibi bir farkın olduğunu sormuş. Hz. Mevlânâ söz konusu soruya şu cevabı vermiş:
“Senin saltanatın gözlerin açık olduğu müddetçe vardır. Oysa benim saltanatım, gözlerimi kapadığım da başlar.”

Pirinçli Pırasa

Pirasa yemegini zaten cogunuz biliyordur. Ben cok gec tanistim pirasanin tadiyla ama pisman oldum tabi. Belki daha önce denemeyenler vardir.
Tarih ayarı karışmış bir resim daha. 2005 hem de birinci ay. Henüz dijital makinam bile yoktu o zaman.:)

101 

MALZEMELER :

  1. 500 g pırasa
  2. 1 tane doğranmış soğan
  3. 3 tane halka doğranmış havuç
  4. 3 diş sarımsak
  5. Yarım çay bardağı pirinç
  6. 1 tatlı kaşığı salça
  7. Zeytinyağı ve sıvıyağ
  8. Tuz, karabiber

YAPILIŞI:

  1. Pırasaları doğrayıp diğer sebzelerle birlikte tencereye yerleştirdim.
  2. Sulandırılmış salça ve yıkanmış pirinci tencerenin üzerine ilave ettim.
  3. Zeytinyağı sıvıyağı ve bir buçuk bardak su ilavesiyle pişirdim.

Yaprak Etli Tantuni

Tantuni benim en çok yaptığım yemeklerden. Hala denemeyen varsa bu kadar ısrarıma dayanamayıp denesinler ve bu tattan mahrum kalmasınlar diyorum.:)) Ben tavuklusunu tercih etsem de, et severlerin çok hoşuna gidecektir.

102
Yapılışı arşivimdeki tavuklu tantuniyle hemen hemen aynı. Bu defa etleri buzluyken dilimledim, kavururken köfte bahartı , kimyon ve çok az köri kullandım. Diğer malzemeler ve yapılış şekline arşivden ulaşabilirsiniz.

Kıymalı Kalın Pide, Kesik Bağlantı ve Hastalık Halleri…

Bağlantımız hasta biz hasta… Yaklaşık on gündür kör topal giden internet bağlantımız, her düzeldi dediğimizde tekrar bozularak bizi çileden çıkardı. Son bir şans daha tanıdık telefon şirketimize. Arıza devam ederse değiştirmeye karar vererek beklemeye geçtik.

Yemeğim yazdan kalma bir tarif. Ama tadı tekrar yapılacak kadar güzeldi.

 bild_007

MALZEMELER:

  • 300 gr. kıyma
  • 2 tane kuru soğan
  • 4 diş sarımsak
  • 2 tane domates
  • Yarım kırmızı yarım yeşil biber (Büyük olanlardan.)
  • Maydanoz
  • 1 tatlı kaşığı salça
  • Karabiber,Tuz
  • Yarım kilo pide hamuru ( Un, tuz, su ve bir iki kaşık sıvıyağla hazırlanıyor.)

YAPILIŞI:

  • Kıyma hariç bütün malzemler karıştırılıp robottan geçirilir. Malzemelerin çok fazla kıyılmamasına dikkat edin.
  • Kıyma ilave edilip karıştırılır.
  • Pide hamuru fırın tepsisine yayılır ve harç malzemesi üzerine konur.
  • Hamurun her yerine eşit olarak dağıtılır.
  • 200° de pişirilir.