Allah’in kulu, Muhammet’in ümmetiyim diyen herkesin cumasi hayirli ve bereketli olsun.
Uzun zamandir cuma yazisi yazmiyorum. Oysa önceki sene yaz tatilinde sayfada devam eden tek bölüm cuma yazilariydi. Gecen sene den bu seneye neler oldu, neler degisti de cuma yazilarina bile ara verdim? Iyi bir muhasebe yapmali. Bazi seyleri de ihmal etmemli sorumluluklar adina.
Kelimelerin, ata sözlerinin vs. kökenini hep merak etmisimdir. Sik sik duydugumuz “Ayagini sicak tut, basini serin.” sözünün hem devami oldugunu, hem de kimin dedigini bu cuma yazisinda okuyalim isterseniz:
Lokman Hekim, ailesine bir sandık bırakarak şöyle demiş:
“Ben öldükten sonra bu sandığı açmadan satışa sunun, oradan alacağınız paralar sizindir.”Lokman Hekim vefat edince ailesi onun bu isteği üzerine sandığı satmış. Sandığı alan şahıs ise heyecanla
“Acaba sandıkta ne var” düşüncesiyle sandığı açınca, üzerinde şöyle yazan bir kemikle karşılaşmış:
“Ayağını sıcak tut, başını serin; Kendine bir iş bul, düşünme derin…”
Eklenti:
Sevgili Fulya günler öncesinden benim adimi blog ödüllüleri listesinde zikretmis. Ben vafasiz arkadasi ise, dikkatinden kacinca ona direk tesekkür etse de, sayfasinda yer vermeyi ihmal etti. Fulya’cigim özür dilerim sen den.
Ben en sona kalanlardan oldugumdan ödülü birkac kisiye degil de Beni seven, dost ve arkadas olarak kabul eden herkese veriyorum. Hangi blogcu arkadasim, yüreginde beni tanimadi halde güzel birseyler hissediyorsa bilsin ki, bu ödül onundur.