Allah’ın selamı hepinizin üzerine olsun. Maaile hastalıklı bir haftayı sağlığımıza dönerek atlattık çok şükür. Kış giderken bir çoğumuza “nanik” yaparak gidiyor.:) Hastalıklar da olsa baharın kokusu bile insanı neşelendirmeye yetiyor. Ben bu bahar daha bir farklı hissediyorum. Daha bir mutluyum. Nedenini anlamak zor değil, yıllardan sonra vatanımda soluduğum ilk bahar havası. Meğer Türkiye de bahar ne kadar farklıymış. Ne kadar güzelmiş. Etrafta yeşerdiğini gördüğüm her bitki beni çocukluğuma götürüyor, yeni yeni, yeniden uyanmayı fark ettiriyor. Yolda yürürken, bir bakışta nice kareleri hatırlayıp, yaşayıp öyle yürüyorum. Hep baharın coşkusundan bahsedilir ya, ben galiba ilk kez bu coşkuyu farkına vararak yaşıyorum.
Olumsuzluklara moralimi bozmadan, eskiyle yeniyi kıyaslamadan… Olumsuzluk, malum buralarda gözüme batanlar, beni deli edenler, cinnet geçirenlere hak vermelerim olarak değişik kategorilere ayrılıyor.:) Maalesef vatan insanının, en ahlaklı toplumlardan biriyken nasıl bir değişim geçirerek bu hale geldiklerini düşünüp duruyorum. Burada aklıma sevgili Ayber ablamın, ilimden bir damla olarak algıladığım sohbetleri geliyor. Her şey bir sebep dahilinde ve “O”’nun izniyle yaratılıyor. Mazlumun ders alması, şükretmesi, düşünmesi gibi bilmediğimiz bir çok sebepten, zalim tarafından zulüm görmesi… Bir tarafın -rabbimin o kişinin kalbini bizden daha işi bilmesinden dolayı- hak ettiği cehennem gayyalarına sürüklenirken, diğerinin yine hakkettiğinden dolayı cennet bahçelerine yükseltmesi. Sırrını anlamaya aklımızın yetmeyeceği sebepler, sebepler, sebepler… Ve o sebepleri gerçek maktul sanan bizler…
Bu arada bazı insanların Almanya’dan kesin dönüşümle ilgili pişmanlık duyduğum gibi alakasız zanlara kapıldıkları kulağıma geliyor. Ben buna şöyle cevap vereyim: Bana Almaya’da çook lüks, havuzlu vs. bir ev verseler, üzerine hesabıma milyarlar yatırsalar, üzerine de on bin eu. maaş bağlasalar dahi ben oralara dönmek istemem! Burada duyduğum her ezanı öyle içime çekerek dinliyorum ki, bunu dünyalara değişmem.
Yemek, tabi ya yemek, benim tarif yayınlamam gerekiyordu.:) Bizim ev de ciğer kavurması yapılınca en çok ağabeyim sevinirdi, zira tüm erkekler gibi et yemeklerine çok düşkündü. Hem Doğal olarak Antep’te her erkek gibi yemeği sadece yemekle kalmaz, yapımını da yakından takip ederdi. Anneme ısrarla ciğeri et makinesinde çektirip o şekilde kavurmasını söylerdi. Bu şekli Antep kebapçılarında nohut dürümüyle yarışan, Antep’linin olmazsa olmazı ciğer dürümüdür. Yani abartmıyorum ama Antep de erkekler için ciğer dürümü, sadece bir öğünden, hazır yemekten, kısacası bir dürümden çok başka şey demektir. Annem de mutlaka kendi bildiği usul olan bıçakla kıydığı haliyle pişirirdi. Hatta ağabeyimin bir gün ciğeri kıyma yaptırıp da pişirdiğini ya da pişirttiğini hatırlıyorum. Ağabeyim hala yemeklerin yapımıyla yakından ilgilidir ve yeni tatlar keşfetme arayışında yoluna devam ediyor.
Ciğer kavurmasının aslında mutlaka kuyruk yağı kullanılır. Doğal bir yağ olduğundan dozunu kaçırmadıkça hem faydalı, hem sağlıklı. Hem de bazı yemek ve kebaplarda kullanmak şarttır. Ancak bulamaz iseniz sıvı yağ kullanın. Ben ciğerleri normalde doğranması gerekenden biraz daha iri doğradım, eşim dişine geleni sever. Aslı ya makinede çekilir ya da minik minik kıyılır.
Malzemeler:
- 300 gr. akciğer
- 200 gr. karaciğer
- 100gr. ince çekilmiş kuyruk yağı ( Bulamaysanız sıvı yağ kullanın.)
- 3-4 tane kuru soğan
- 1 tatlı kaşığı karışık salça
- 1 tatlı kaşığı pul biber
- Karabiber, tuz
- Yanında mutlaka soğan, maydanoz ve limonla hazırlanmış piyaz ve mutlaka ayran
Yapılışı:
- Ciğerleri ayrı olarak küçük küçük doğrayın.
- Kuyruk yağını tencereye koyup eritin ve önce akciğeri tencereye ilave edip kavurmaya başlayın.
- Akciğeri bir süre kavurduktan sonra karaciğeri ekleyip kavurmaya devam edin.
- Diğer tarafta soğanları iri iri piyazlık gibi kıyın.
- Rengi iyice dönen ve yarı pişen ciğerlerin üzerine soğanları atın ve karıştırın.
- Salça, biberler ve tuzunu katarak soğan yumuşayana kadar kavurun.
- Servisini ev de hazırlayacağınız lavaş arasında piyaz ve ayranla yapın.
Afiyet olsun…