Basmati Üstü Soslu Tavuk

Geçenlerde bir gazetenin köşe yazısında Sayın Abdullah Gül’ün soy ağacını okumuştum. (Merak edenlerin Google’de küçük bir araştırma yapmasını tavsiye ederim.) Okuduklarım beklentilerimin de üstündeydi. Bu kadar temiz ve seçkin bir soya sahip olan Cumhurbaşkanımızın, en nihayetinde geldiği bu makama çok uygun olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle Anne ve babasını gördükten sonra böyle bir ailenin evladı tabi ki böyle asil olur diye düşünmüştüm. İnşallah bu çizgisinde hep devam eder. Vatanımız artık daha yaşanabilir bir ülke olacak Allah’ın izniyle. Türkiye genelinde yapılan kutlamaları hayret ve sevinçle izledim. Bana göre bu kadar sevilmesinin sebeplerinden biri, halkın onu kendine çok yakın hissetmesi. Yani halk dan biri. Sayfamda bu tür yazıları pek sevmiyorum ama bu konu özel bir konu ve yazmassam çatlarım. :))

Bu kadar yemek dışı konu yeter diyerek tarifime geçiyorum. Lezzet aslında, sadece sağlığa zararlı veya kilo yapacak kadar yağlı yemekler de değil . Haşlama pirinç ve haşlama tavukta, güzel hazırlanan bir sosla nefis bir yemeğe dönüşebiliyor. Üstelik sosta ki yağ miktarıda normalde o yemeğe yetecek miktardan daha azdı. Ama baharatlarla çok güzel bir sonuç verdi. ” lavantin Antep yemekleri” yakında “lavantin diyet yemekleri” olacak bu gidişle.:)) Ama merak etmeyin hep söylediğim gibi, benim diyetim insanı hayattan koparmıyor, sadece rasullahın sünneti gereği az yiyorum. Allah nasip ederse, yöresel yemekler ve diğer tariflere de devam edeceğim tabi ki.

1321

Sos için:

  1. 2 kepçe tavuk suyu
  2. 1 tatlı kaşığı karışık salça
  3. Tuzot
  4. Karabiber, yarım çay kaşığı köfte baharatı, aynı miktarda köri ( bulabilirseniz çin baharatı kullanın köri yerine)
  5. 1 kaşık nişasta
  6. 1 tatlı kaşığından az şeker

Diğer malzemeleri vermeye gerek görmüyorum. Tavuk ve basmatiyi ayrı ayrı pişiriyoruz resimdeki gibi servis yapıyoruz o kadar.

Berat Kandili

Tüm dostların Berat kandilini kutluyorum. İnşallah bu gece, onun rahmetiyle affedilmiş ve beratlarımızı almış bir halde sabahlarız.
Allah Teâlâ bu gece af kapılarını açar; bu gecede mü’min kulları affa uğrarlar. Günahlarından pişmanlık duyup tevbe ettikleri taktirde temizlenirler. Bu gecede, önümüzdeki bir yıl içinde olacak bütün işler hükme bağlanıp, ifası için Cenab-ı Hak tarafından meleklere verilir.

Sebzeli Tavuk Haşlama

Artik kızartmaları nadiren yapıyorum. Onun yerine kızatma olarak yapılan yemekleri fırında kızartmayı deniyorum ve bu güne kadar çok güzel sonuçlar aldım. İlerde onları da inşallah paylaşacağım.
Ve tabiki saglikli pisirmenin en iyi usullerinden biri olan haslamalar…

133

 MALZEMELER:

  1. Yarım tavuk
  2. 2 patates
  3. 1/2 kırmızı biber
  4. 1/2 sarı biber
  5. 1 kabak
  6. 1 soğan
  7. 1 pırasa
  8. Karabiber, tuz

YAPILIŞI:

  1. Yarım tavuğu kemikli olarak düdüklü tencerede pişirdim.
  2. Tencerenin havasını alıp tavukları çıkardım ve tenceredeki tavuk suyunun üzerine doğranmış sebzeleri, kemiklerinden ayırdığım tavuk etlerini koyup tekrar tencerenin ağzını kapattım.
  3. 5 dak. daha pişirip 10 dakika dinlendirdim ve kapağı açtım. Baharatlandırıp servis yaptım.

Cuma Yazıları – Akşemseddin'in Fatih'e müjdesi

İstanbul’un fethinin zorlandığı bir günde Sultan Mehmet Han, veziri Veliyüddin oğlu Ali Paşa’yı Akşemseddin’e gönderdi.
“Kale feth olmak ve düşmana zafer bulmak ümidi varmıdır?” dedi. Şeyh cevap verip;
“Muhammed ümmetinden bu kadar müslümanlarve gaziler bir kafir kalesine hücum edeler, inşallah feth olunur.”dedi.
Padişah, bu kadar işaretle yetinmedi. Adı geçen veziri yine gönderdi: “Vaktini de tayin eylesin!” Akşemseddin murakabeye daldı. Mübarek yüzü güldü:
“Bu yılın Rebi’ul-evvel ayının 20. günü, seher vaktinde, ihlas ve gayretle filan taraftan yürüsünler. O gün feth ola, Konstantiniyye’nin içi ezan sesiyle dola!”
Bundan sonra, o gün o saat oldu. İslam askerlerine yürüyüş buyruldu. Asker hisara hücum eyledi.
Sultan Mehmet, Şeyh’i davet etti. Meğer Şeyh, sofulara tenbih etmiş ki, “Benim yanıma kimse gelmesin!”
Padişah, Şeyh gelmeyince kalktı, Şeyh’in çadırına geldi. Çadırın kapısını aralayıp gördü ki, Şeyh namaza durup, secdeye varmış. Sarığı, başından düşmüş. Gözünden yaş akar. Sofra kadar yer yaş olmuş, dua eder.
Şeyh’in bu halini ve inleyişini görüp döndü, makamına geldi. Kaleye baktı. Gördü ki; islam askerlerinin önünde, ak abalar giyinmiş bir gurup hisara hücum ederler. hemen o saat kale feth oldu.
Konstantiniyye feth olduktan sonra, Akşemseddin’i Sultan Mehmet Han arattı, bulunamadı. O günden sonra, Edirne kapı yakınlarında bir viranede, ibadet eder halde buldular. O zamandan beri o mahelleye Ak Şemseddin adı koydular.

Ayranlı Mercimek Aşı

Ah çocukluğum! Acısı bile tatlı gelen güzel günler… Ne yazık ki her gidenin ardında bıraktığı bir boşluk oluyor ve en büyük boşluklardan biride sanırım giden çocukluğumuza ait. Bazan bir koku bazan bir tat bazan bir ses insanı yıllar öncesine götürüyor.
Uzun zamandır yapmadığım bu yemekte, önce yakın bir geçmişe götürdü beni. Daha geçmişe dalınca da çocukluğuma kadar gidip dayandı. Annem, öğle yemeklerinde geceden kalan mercimekli pilavı bu şekilde hazırlardı. Taze sarımsak kokusuyla nefis bir şey olurdu. Gerçi hiç birşeyde eski tat kalmasa da -en azından biz öyle hissediyoruz- yine de keyifle yediğim bir öğle öyünü oldu.
Antep’te, mercimekli pilav genellikle ertesi güne bu şekilde değerlendirilir.

oi
MALZEMELER:

  1. 1 kase soğuk mercimekli pilav
  2. 2 tane yeşil veya kuru sarımsak
  3. 1 kase yoğurt
  4. Tuz, su

YAPILIŞI:

  1. Yoğurt, su ve sarımsak iyice karıştırılıp mercimekli pilav eklenir ve tuzu ayarlanır.

Ye# 25 Kahvaltı Focaccia

Uzuuun bir düşünme sürecinden sonra bu aykı etkinliğe focaccia ile katılmaya karar verdim. Konu kahvaltı olunca seçenekler normalden daha fazla oluyor. Özellikle Türkiye’de her yörenin kendine has kahvaltılarına birde dünya mutfakları eklenince seçmek çok daha zorlaşıyor. Ev sahibesi sevgili İrem‘ e reşekkür ediyor ve kolaylık diliyorum.

Focaccia bir çeşit İtalyan ekmeği. Ana malzeme olarak mayalı hamurun üzerine zeytinyağ, tuz, çeşitli baharatlar, sarımsak, domates ve zeytin seçeneklerinden hepsinin veya isteğe göre bir kısmının konulmasıyla yapılıyor. Yani pizza benzeri bir ekmekte diyebiliriz. Aslında pizzanın ilkel hali olduğunu okumuştum. Ama sadece zeytinyağının hamurun üzerindeki harika tadı pizzadan farkını ortaya koyuyor.

 

 bild_318

Hamuru için:

  1. 400 gr. un
  2. 1 paket toz maya
  3. Süt ve su
  4. 3 kaşık Sıvıyağ
  5. Un
  6. Tuz

Üzeri için:

  1. 3-4 kaşık zeytinyağ
  2. Sarımsak
  3. Kekik
  4. Zeytin

Yapılışı:

  1. Hazırlanan hamur mayalandırın.
  2. İrice bezeler yapılıp her beze merdane ile parmak kalınlığında açılın.
  3. Üzerine parmak uçlarınızla delmeden oyuklar açın.
  4. Üzerine zeytinyağ sürün ve sarımsakları rendeleyin.
  5. Kekik serpip zeytinleri gelişi güzel hamurun içine gömün.
  6. 200° de pişirin.

Teşekkür

Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’u fethedip şehre girdiğinde, Bizans’ın ileri gelenleri huzuruna çağırmıştı. Gelenler arasında Bizans’ın Başbakanı Notaras da bulunuyordu. Notaras huzura girer girmez, Fatih’i memnun bırakıp hayatını garantiye almak düşüncesiyle Padişahın ayaklarına kapanarak şöyle dedi:
“Neyim varsa hepsini sana takdim ediyorum, lütfen kabul buyurunuz.
“Fatih, Notaras’ın ne yapmak istediğini biliyordu. Verdiği hediyelerle Padişahı bir nevi teşekküre zorluydu. Fakat Fatih, Notaras’ın arzu ettiği gibi davranmadı, onun ayağa kalkmasını işaret ettikten sonra:
“Bu şehri bana veren kimdir?” diye sordu. Başbakan haç çıkararak:
“Elbette Allah’tır,” diye cevap verdi. Söz sırası tekrar Fatih’e geçince şöyle dedi:
“O halde bana verdiğiniz şeylerden dolayı teşekkür beklemeyiniz. Allah dururken kimseye teşekkür edemeyeceğim.”

Sebzeli Mercimek Çorbası

Tencere yemeklerini düdüklü tencere de yapmaya başlayınca, zaten kolaylığından dolayı yorgunluktan kurtulamadığımız şehir yaşantımız daha da kolaylaştı.:)

En basit yürüyüşlerin bile bizi yorduğunu düsününce, gün boyu evde dönüp durduğumumuz sonucuna varıyorum. Ama eski hanımları düşününce de bu teorim çöküyor tabi ki. Onların yarısı kadar iş yapmıyoruz ama sürekli olarakta çok yorulduğumuzdan bahsedip duruyoruz. Aslında belirli düzen ve çalışma isteyen bünyelerimiz, teknolojinin hayatımınzın her safhasına girmesiyle hantallaştı sanırım. Dışarı da çalışan hanımlar gereğinden fazla yoruluyor, bizlerse gereğinden daha az enerji harcayarak bu düzensiz tabloyu belirginleştiriyoruz sanki. İnşallah bir gün ikisinin ortasını bulmayı başarırız.

Mercimek bir çok malzemeyle uyumlu bir şekilde kaynaşan bir gıda olmasından dolayı, bu tür denemeleri çok seviyorum. Bence çok yakıştı ve bizim için salatayla tek başına bir öğün oldu. Antep’te çorba yemek öncesi değil de ana yemek olarak yendiği için bu alışkalığımı hiç bozmadım. Hala çorba varsa yemek işi tamam demektir benim için. Eşimin alışkanlığı tam tersi olsa da, sağolsun benim yaptığım tüm yemekleri beğeniyle tüketiyor. Bu yönden çok şanslıyım galiba.:)

 

136
MALZEMELER:
  1. 1 bardak kırmızı mercimek
  2. 1 avuç pirinç
  3. 1 avuç firik (bilmeyenler ne oduğuna arşivimden bakabilir.)
  4. 1 soğan
  5. 1 avuç haşlanmış nohut
  6. 3 tane sivri biber
  7. 1/2 kırmızı biber
  8. 3-4 yaprak pazı
  9. Tuz, karabiber

YAPILIŞI:

  1. Sebzeler doğranıp nohut ve baharatlar hariç diğer malzemelerle düdüklü tencereye konur.
  2. 10 dak. pişirin, nohut ve baharatlarını ilave edin.
  3. Kavrulmuş yağı tercih ederseniz pul biberli yağ kavurun. Yoksa malzemeler çiğken üzerine yağını gezdirip daha sonra pişirin.

Kaşarlı Pide

Elinde hamur varmı gerisi kolay. Ne büyük bir nimet aslında hamur. Elinde ve evinde ne varsa birşekilde yakıştırıyor insan. Her seferindede sonuç harika. Kafamdan uyguladığım basit bir tarif ama lezzeti hiçte basit değildi.


MALZEMELER:

  1. Arşivimde bulacağınız pide hamuru
  2. 2 yumurta
  3. Kaşar peyniri
  4. Karabiber

YAPILIŞI:

  1. Peynir ve yumurtayı karıştırıp karabiber ekledim.
  2. Hamurları küçük küçük açıp, karışımı üzerine yaydım ve 200°de pişirdim.

Mirac Kandili

Mirac Kandili, Efendimiz Muhammet Mustafa(s.a.s.) ‘in gecenin bir anında Mekke’deki Mescid-i Haram’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya, oradan da göklere yükseldiği mübarek gecenin adıdır. Cenab-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de;
“Kulu Muhammed’i bir gece Mescid-i Haram’dan kendisine bir kısım âyetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah’ın şânı yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür.” (İsra Suresi:1) buyurmuştur.

Efendimiz (s.a.s) ertesi günü gördüklerini anlattığında müşrrikler ona inanmayarak küfürlerinde sabit kaldılar. Hatta bazı sahabi efendilerimizide şüpheye düşürmek suretiyle, bu olayıda Rasullulah’a karşı kullandılar. Onu alaya alarak çeşitli suçlamalarda bulundular. Bunun üzerine peygamberimizin anlattıklarının doğruluğunu anlamak için Beytü’l-Makdis’e ve Mekke’ye doğru gelen bir kervan ile ilgili bir takım sorular sordular. Akıllarınca onun doğruyu söylemediğini ıspatlamaya çalığıyorlardı. Tabiki, efendimiz sordukları sorulara açık ve net cevaplar verdiysede bu onları inkardan vazgeçirmedi.
Hz. Ebu Bekr’in bu olay karşısındaki tutumu, Efendimiz tarafında “sıddık” lakabıyla onurlandırılmasına sebep olmuştur.

Bu geceyi herbirimiz ibadetle geçirerek, Rabbe kul Rasule ümmet olma şerefine erenlerden olalım inşallah.
Tüm dost ve ümmet olma yolunda adımlayanların miraç kandilini kutluyor, bu gün ve gecenin affımıza ve üzerimizdeki uyku halinin son bulmasına vesile olmasını diliyorum.

Fırında Patates

Çeşit çeşit kızartmalar yapamayınca, mecburen hayal gücümü kullanmaya başladım. Patatesi fırında çok seviyorum ama yinede değişiklik arıyor insan. Bu benim 2. denemem olan et suyu bulyonları ile yaptığım fırın patatesler. Tatları “ya ben bu tadı biryerlerden hatırlıyorum, demekki yediğim her neyse onada et suyu tableti koymuşlar” dedirtiyor.:)))

Benim patates seçeneklerim arasına girdi. Deneyin belki sizde seversiniz.

138

 

MALZEMELER:
  1. 5 tane patates
  2. 1/2 sığır bulyon
  3. Karabiber
  4. Acı toz biber
  5. 2 kaşıkzeytinyağ

Yapılışı:

  1. Patatesleri doğrayıp büyük bir kaseye koydum.
  2. Et suyu tabletini üzerine rendeledim.
  3. Diğer malzemeleri karıştırıp, fırın tepsisine koydum ve 200° de pişirdim.

Cuma Yazıları – Kör Orakla

Tüm inananlara mübarek cumanın hayır getirmesini diliyorum.

Hükümdar bir gün bir Allah dostunu ziyarete gitti. Bir zaman yanında kaldı. Lakin ne kadar uğraştıysa onu bir türlü konuşturamadı, onunla uzlaşamadı.
Derviş yanlız kalınca, dostları:
“Niçin sustun, ağzının açıp birşry söylemedin, ona hiç ilgi göstermedin? Diye sordu.
Derviş:
“Ona bakınca…” dedi. “Sert kaba dallarla, budaklarla dolu bir ağaç gördüm. Elimdeki kör orakla ne budayabilirim nede yontabilirim” diye düşündüm. “Susmaktan başka bir yol bulamadım.”

ERDEM ÖYKÜLERİ
Sadık Yalsızuçanlar
(Timaş yayınları)

Bana Mevlana’nın, “senin anlattığın karşıdakinin anladığı kadardır” sözünü hatırlattı. Bazı anlayış cahili insanlara bağırmakla susmak aynı etkiyi yaptığı için bu sözü çok beğenir ve kullanırım. Tabiki cahil olmanın akademik eğitimle filanda ilgisi yok. Öyle diplomalı cahiller var ki, kafasındaki sabit taşları yerinden kıpırdatmak dahi mümkün olmuyor. Öyle yüksek okul görmemiş ama evreni kuşatan bilgilerle nurlanmış insanlarda var ki, konuşması hakı söyler susması haktan gelir.